Türkiye’de Lisanslı GES
Son yıllarda Türkiye, güneş enerjisi üretimi konusunda büyük ilerlemeler kaydetmektedir. 2019 Mayıs ayı ile 2020 Mayıs ayı arasında %120'lik bir yatırım artışı gerçekleşmiştir. Bu artış, diğer enerji türlerine göre daha fazla bir artış göstermektedir.
Güneş enerjisi yatırımları artarken, yatırım yapmak isteyenlerin bazı soruları ortaya çıkmaktadır. Güneş enerjisi yatırımlarında süreç nasıl işler? Lisanslı ve lisanssız elektrik üretimi ne anlama gelir? Üretilen enerji nasıl dağıtım şirketine satılır? Bu blog içeriğimizde, lisanslı elektrik üretimi kavramının anlamı ve sürecin nasıl işlediği hakkında bilgi vereceğiz.
Son çıkan yönetmelik gereğince, 1 MW ve üzeri enerji üretim tesisleri üretime başlamadan önce üretim lisansı almak zorundadır. Bu tür tesislerde tüketim gösterme zorunluluğu bulunmamakta ve üretilen enerji aracısız bir şekilde şebekeye iletilmektedir. Lisanslı enerji üretim tesislerinde lisans süresi 49 yıl ile sınırlıdır. Bu süre boyunca üretilen enerji piyasa koşullarında da satılabilir.
Lisanslı enerji üretimi süreci, başvuru aşamasından üretime kadar çeşitli aşamalardan oluşur. Enerji üretimi projesi için başvuruda bulunmadan önce son 6 aya ait güneş istatistikleri ve meteorolojik güneş ölçümleri gerekmektedir. Lisanslı güneş enerjisi santrali başvurusu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yıl içinde açılan proje dosyası başvuru süreciyle başlamaktadır.
Lisanslı Elektrik Üretimi Başvuru Evrakları
- Lisans Başvuru Dilekçesi (Ek-4.1)
- Yetki Belgesi
- Esas Sözleşme
- Ortaklık Yapısı Belgeleri
- Kontrol Beyanı Belgesi
- Tüzel Kişinin Güncel Sermaye Tutarını Gösteren Belgeler
- Lisans Alma Bedeli
- Termin Programı
- Teminat Belgesi
- Önlisans Döneminde Tamamlanması Gereken İş ve İşlem Belgeleri
Lisanssız Elektrik Üretimi Nedir?
2013 yılında yayınlanan "Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği" ile lisanssız elektrik üretimi konusu düzenlenmiştir. Bu yönetmelik, gerçek veya tüzel kişilerin lisans almadan ve şirket kurmadan elektrik üretimi yapabilmesini sağlamaktadır. Lisanssız elektrik üretimi modelinde öz tüketim şartı bulunmaktadır, yani üretilen elektrik kendi tüketimi için kullanılmaktadır.
Lisanssız elektrik üretimi, özellikle güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, hidrolik enerji, biyokütle enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanılarak gerçekleştirilebilir. Bu sayede, bireysel veya ticari kullanım için ihtiyaç duyulan elektriğin bir kısmı veya tamamı kendi üretilebilir ve enerji maliyetleri düşürülebilir.
Lisanssız elektrik üretimi modeli, enerji sektöründe önemli bir gelişmeyi temsil etmektedir. Bu şekilde, bireyler ve küçük ölçekli işletmeler enerji üretimi ve tüketimi konusunda daha bağımsız hale gelebilmekte ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına dayalı çevre dostu çözümler sunabilmektedir.
[1] Kaynak: "Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği" (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı), 2013.
Lisanslı ve Lisanssız Elektrik Üretiminin Farkları Nelerdir?
Lisanslı ve lisanssız elektrik üretimi arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. İşte bu farklılıkların bir özeti:
Lisanslı elektrik üretimi:
Lisanssız elektrik üretimi:
- 5 MW gücün altında olan enerji üretimi projelerini kapsar
- Üretilen enerji, tüketim gösterme zorunluluğuna tabidir
- Üretim fazlası elektrik satılamaz
- Devletin sunduğu tüketim kadar alım garantisi 10 yıldır
- Güneş ölçümü gibi ön koşullar aranmaz
Bu farklılıklar, lisanslı ve lisanssız elektrik üretimi arasındaki düzenlemeleri ve işleyişi belirlemektedir. Bu nedenle, yatırımcılar ve proje sahipleri, enerji üretimi konusunda tercih ettikleri modeli dikkate alarak ilgili yönetmeliklere göre hareket etmelidir.
Kaynaklar | Lisanssız Kurulu Güç | Lisanssız Santral Sayısı |
Akarsu | 16,4 MW | 18 |
Atık Isı | 226,8 MW | 79 |
Biyokütle | 89,9 MW | 58 |
Doğalgaz | 251,9 MW | 65 |
Güneş | 7.482,6 MW | 8.919 |
Rüzgar | 81,6 MW | 85 |